“Kurban Bayramı’nda şeffaflık sağlandı ama aynı belediye sünnet şöleninde adrese teslim yönteme başvurdu. Kültür İşleri Müdürü’nün rolü tartışma konusu oldu.”
Sevgili okuyucularım,
Bu satırları kaleme alırken içimde büyük bir öfke var. Çünkü belediyecilik dediğimiz şey, halka hizmet adı altında kişisel çıkarların gölgesine sokulmaya başladı. Hepimiz çocuklarımızın mutlu olmasını isteriz, şenliklerde kahkahalarını duymak elbette ki güzeldir. Ama bu mutluluğun bedelini halka ait kaynaklar üzerinden birilerine peşkeş çekerek sağlamak, ne vicdana ne de kamu ahlakına sığar.
Kurban Bayramı’nda belediyenin düzenlediği etkinlikte şeffaf bir süreç işletildi. Firmalardan teklif alındı, rekabet ortamı sağlandı, kamu yararı gözetildi. Olması gereken buydu. Ancak aynı belediye, sıra sünnet şölenine gelince aynı hassasiyeti göstermedi. Şimdi soralım: Dün yüksek fiyat teklif ettiği için elenen bir firma, bugün nasıl oluyor da rakipsiz şekilde ihalenin sahibi oluyor? Neden diğer firmalardan teklif alınmadı? Bu sorulara net ve dürüst cevap verilmeden, yapılan işin adı şeffaflık değil, düpedüz peşkeştir. Yada iş verilen girma tanında kendinden yüksek fiyatlı iki firma teklifimi getirdi?
Kültür İşleri Müdürü’nün Rolü
Burada asıl sorumluluk Kültür İşleri Müdürü’ndedir. Çünkü bu organizasyonları planlayan, teklifleri toplayan ve belediye başkanına sunan makam odur. Eğer Kurban Bayramı’nda teklif alınabiliyorsa, sünnet şöleninde neden alınmadı? Yada katakulle işlermi çevrildi ? Müdürün görevi kamu yararını korumak mıdır, yoksa belli firmalara yol açmak mıdır?
Kültür İşleri Müdürü, kamu kaynaklarını adrese teslim şekilde dağıtıyorsa, bu sadece hatalı bir tercih değildir; açıkça görev suistimalidir. Müdürlük makamı, şahsi dostlukların veya çıkar ilişkilerinin merkezi değildir. Vatandaşın cebinden çıkan parayı “birilerine kıyak geçmek” için kullanıyorsa, bunun adı ne yazık ki peşkeştir.
Hesap Verme Zamanı
Bu noktada akıllara ister istemez şu sorular geliyor:
• Belediye başkanının bu durumdan haberi var mı?
• Yoksa başkanın arkasından iş mi çevriliyor?
• Daha da vahimi, bu işin içinde şahsi menfaat mi var?
Cevaplar netleşmedikçe bu süreç şaibe altında kalacaktır. Çünkü vatandaş, çocukların eğlenmesi için düzenlenen bir organizasyonun bile rant uğruna kirletilmesine razı değildir. Sosyal belediyecilik adı altında yapılan her etkinlik, aslında kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığını gösteren bir turnusol kağıdıdır. Eğer sünnet şöleninde olduğu gibi şeffaflık hiçe sayılıyor, ihale birilerine peşkeş çekiliyorsa, ortada sosyal belediyecilik falan yoktur. Bunun adı olsa olsa sosyal rantçılıktır.
Halkın cebinden çıkan her kuruşun hesabı verilmeli. Aksi halde o şişme kaydırakların, o şenliklerin, o şölenlerin ardında sadece çocuk kahkahaları değil, büyük bir kamu vicdanı yarası da kalır.
YORUMLAR