Aynaya Bakma Vakti
Reklam
Reklam
  • Reklam
Hasan YİĞEN

Hasan YİĞEN

Aynaya Bakma Vakti

Aynaya Bakma Vakti

26 Temmuz 2025 - 00:01

Değerli Okuyucularım,

Toplumun manevi önderleri olarak gördüğümüz din görevlileri, sadece camide namaz kıldıran kişiler değil; mahallelinin derdiyle hemhâl olan, iyi günde kötü günde yanlarında duran, gönüllere dokunan örnek şahsiyetler olmalıdır. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki, Kula ilçemizde bu sorumluluğu hakkıyla taşıyan imam sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bunun yerine sosyal medyada klavye delikanlılığı yapan, toplumun değil kendisinin gündemini meşgul eden kişiler öne çıkıyor.

Toplumun aynası olması gereken din görevlileri, ne yazık ki mahalle dedikodularının baş aktörlerine dönüşmüş durumda. Sabah namazına dahi gitmeyen, cemaatle birebir ilgilenmeyen, esnafla selamlaşmayan, kapı kapı dolaşmak yerine belli başlı kişilerle bir araya gelip dedikodu üreten bir camia görüntüsü çizilmesi, sadece din görevlilerine değil tüm toplumumuza zarar veriyor.

Peki, hiç düşündünüz mü?

20 yıldır aynı camide görev yapan bir imamın, cemaat sayısını artırmak yerine sabit tutması hatta azaltması, gerçekten sorgulanması gereken bir durum değil mi? Sosyal medya üzerinden söyleyemediklerini dillendirenlerin, yüzleşemediği gerçeklerden kaçmak yerine aynaya bakmaları gerekmez mi?

Bir din görevlisinin öncelikli görevi; arkasından konuşmak değil, cemaati çoğaltmak; toplumu bölmek değil, bütünleştirmek; kırmak değil, onarmaktır. Bu bağlamda, görev yaptıkları mahallelerde yıllardır kalıp da bir gönle dokunamamış olanların kendilerini sorgulama zamanı gelmiştir. Giden müftünün tarzı birilerini rahatsız etmiş olabilir. Fakat unutmamak gerekir ki, görevdeki herkesin mutlaka bir iz bırakması gerekir. Sizin iziniz ne oldu? Namaz kıldırmanın ötesine geçebildiniz mi? Gençlerle, yaşlılarla, çocuklarla bir araya gelip kalıcı bağlar kurabildiniz mi?

Din görevlisi olmak; camide namaz kıldırmakla, hutbe okumakla sınırlı bir sorumluluk değildir. Bu görev, insanların kalplerine hitap etmeyi, mahalledeki her bireye dokunmayı, onların derdiyle dertlenmeyi de beraberinde getirir. Din görevlisi, sadece bilgisiyle değil; ahlakı, duruşu ve söylemiyle örnek olmalıdır. Toplum olarak beklentimiz, bu görevi icra edenlerin dedikodu değil diyalog, ayrıştırma değil bütünleştirme, ötekileştirme değil kucaklama dili kullanmalarıdır.

Bu yazıyı bir ithamdan ziyade, bir iç muhasebe çağrısı olarak kabul etmenizi temenni ediyorum. Gelin, hep birlikte aynaya bakalım. Görünen manzara gerçekten olması gerektiği gibi mi?

Saygılarımla…

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar