Özürlü - Engelli

Uzun yıllar boyunca, bedeninde sorun olan insanlara kullanmış olduğumuz kelimeler, aslında o insanları tarif ederken tercih etmiş olduğumuz kelimelerin ne kadar acımasız olduğu ve o insanları hayatın içinden soyutladığımızın apaçık göstergesidir.

Örneğin: Kolundan sorunu olan bir insana ‘Çolak’ gibi

                      Ayağından sorunu olan insana ‘Sakat’ gibi

                      Akli dengesi bozuk olan insana ‘Deli’ gibi

Kelimelerle onların bedenlerindeki var olan rahatsızlıkları anlatmaya çalışmışız. Ancak zaman içinde bu kelimelerin hakaret içerdiğini ve insan haklarına uymadığını fark ederek hepsine genel bir unvan bularak ‘‘Özürlü’’ demişiz.

Kullanmış olduğumuz Türkçe’de bu kelimeyi kök olarak incelediğimizde kökünün ‘‘özür’’ olduğunu görürüz.

Bu kelimenin kelime anlamı da kusur, kabahatin karşılığı ya da eksiklik olduğu açıktır.

Yani yıllar boyunca hiç düşünmeden, değerlendirmeden, bu yanlışa herkes ortak olmuştur. Fakat her geçen gün, her alanda kendimizi yenilediğimiz gibi, bu alanda da yanlışımızı fark etmişiz.

Yaşamış olduğumuz şu günlerde bu kelime de yerini ‘‘Engelli’’ kelimesine bırakmıştır.

Aslında bu kelimelerin ikisi de bizler tarafından uydurulan ya da yakıştırılan saçma-sapan bir kelimedir. Ben kendi düşüncemi söyleyecek olursam, aslında bu kelimeleri söylediğimiz her insan sadece rahatsız ya da hastadır. Ama bizlerin duyarsızlığı, sokaklardaki yaşam şartları, yapmış olduğumuz binalardaki eksiklikler ve hatta yollarımızdaki düşüncesizce yapımlar sayesinde o insanları hasta tabirinden çıkarıp ‘‘Engelli’’ ya da ‘‘Özürlü’’ sıfatına sokuyor belki de.

Bizlerin var etmiş olduğu sorunlardan dolayı o insanlara ‘‘engelli’’ denmesi bence yanlıştır. Çünkü her alanda yapmış olduğumuz yapıları, bu insanları düşünerek ve deneyerek yapmış olsak, ortada engel diye bir şey kalmayacaktır. Dolayısıyla engelli kelimesi yerine de daha güzel ve daha anlamlı bir kelime bulacağız.

Bu kelime üzerinde Türk Dil Kurumu (T.D.K.) nın çalışması gerekmektedir.

Mesela; Kalbinden rahatsız olan bir insana ‘‘Engelli’’ demeyiz, çünkü o kişinin görünürde bizim açımızdan bir eksiği yoktur ve biz ona ‘‘Kalp yetmezliği’’ hastası deriz.

Belki de bu çok önemli bir sorun olarak görülmeyebilir ancak, eğer‘‘Engelsiz yaşam’’ istiyorsak, önce konunun özünden başlamamız gerekiyor.

Yani, Engel kelimesini ortada kaldır ki, böyle bir cümleye ihtiyaç kalmasın.

Hiç kimse kendisini diğer insanlardan ayıran kelimelerle hitap edilmek istemez.

Çünkü herkes insandır ve herkes insan olarak dünyaya gelir. Zaman içinde düşünceleriyle ve davranışlarıyla diğer insanlardan ayrılır.

Aslında hayat değildir acımasız olan. Onu acımasız yapan ve yaşanamayacak kadar hüsran hale getiren yine biz insanlarız.

Şu dünya üzerinde herkes, mutlu, huzurlu ve sıkıntısız bir hayatı yaşamayı hak ediyorsa eğer; Bu insanları ‘‘Engelli’’ sıfatına sokan Engellerimizden kurtulalım.

Düşüncemizle, konuşmamızla, bakışlarımızla ve yapmış olduğumuz tüm davranışlarımızla o insanlara normal olduklarını yürekten hissettirelim.

Çoğu zaman acıma duygusuyla davrandığımız bu insanlar, aslında acınmayı değil sevilip sayılmayı istiyorlar.

Şunu çok iyi biliyorum ki; bizler bunu o insanlara hissettiremiyorsak eğer, sorunlu olan o insanlar değil, bizleriz.

Unutmayalım ve unutturmayalım

Hiç kimse bunu istemez ama herkes bir ‘‘Engelli’’ adayıdır. Belki de bir sonraki alacak olduğumuz nefesi engelli bir kişi olarak alacağız, belki de 1 (bir) dakika sonra sağlığımızı kaybedip ‘‘Engelli’’ olacağız. İşte bu yüzden, o insanlara yaptığımız her şeyi, kendimize yaptığımızı asla unutmamalıyız.