Kula İlçe Müftülüğü tarafından Camiler ve Din Görevlileri Haftası ile aşure günü etkinlikleri kapsamında 5 farklı noktada kurulan stantlar ile 5 bin 500 kişilik aşure dağıtıldı.
Kula İlçe Müftülüğü tarafından her yıl düzenlenen bu etkinliğin artık geleneksel hale geldiğini ifade eden Kula İlçe Müftüsü Kamil Kırkız; “ Kula İlçemizde Camiler ve Din Görevlileri Haftası ile Aşure günü kapsamında düzenlenen etkinlikte , Hayırsever halkımızın ve Değerli Din görevlilerimizin katkılarıyla hazırlanan beş bin 500 kişilik Aşure Tatlısı gönüllerimizi tatlandırması dileğiyle tarihi camilerimiz olan Kurşunlu Camii, Çarşı Camii ve Gidişler Camii ile Kula Meslek Yüksek Okulu, KYK Yurdu bahçesi ve yatılı lise okullarıı başta olmak üzere beş noktada Kula halkına ikram edildi. Aşure Günü Muharrem Ayının onuncu gününe verilen isimdir. Muharrem Ayı ise Hazreti Peygamberimizin ifadesine göre “Şehrullah “yani “Allah’ın Ayıdır” Muharrem kelime olarak :Haram kılınan saygı duyulan demektir. Yine bu günlerde 1440,yılına girdiğimiz Hicret takviminin de ilk ayıdır. Aşure günü ve gecesinde Allahu Teala kendinse açıla elleri boş çevirmemiş. tövbeleri ve duaları kabul etmiştir.Sağlam kaynaklara dayanmamakla birlikte rivayetlere göre bugün ve gecesinde; Hz. Adem’ in tövbesi kabul edilmiş. Hz. Nuh ve ashabı sefine(Gemide bulunanlar) Tufandan kurtuluş, gemi Cudi’de istikrar bulmuş, Hz. Yunus balığın karnından çıkarılmış, Hz. İbrahim ateşten ,Hz. Yusuf kuyudan ,Hz.Eyyüb hastalıklardan kurtulmuş ve yine Yakup as. İle Yusuf as. Birbirlerine kavuşmuştur. Bu günlerde Farz ibadetlerin yanında, oruç tutmak, Allah’ ı bolca anmak(zikretmek),Kuran_ı Kerim okumak, Salatü selam getirmek, tövbe ve istiğfar etmek, Sadaka vermek, akraba, komşu ve hastaları ziyaret etmek, ev halkını ve bilhassa çocukları sevindirmek, ev halkına bollukla ve şefkatle muamele etmek, insanlara yemek yedirmek, selam vermek ve çok dua etmek fazileti bol. sevabı çok olan amellerdir. Ancak şu husus çok önemlidir ki; Aşure günlerinde oruç tutmanın fazileti ile ilgili sahih hadislerin bulunmasına karşılık aşure yapıp dağıtmak ,sadaka vermek, kurban kesmek, mescitleri ziyaret etmek gibi fiiller hakkında sahih bir rivayete de ulaşılmış değildir. Milletimiz öteden beri bu günlerde ibadet eksenli taat, ibadet eksenli adet ve gelenek olarak aşure yapmış ve ikram edegelmiştir.” dedi.
Aşure günü ile ilgili ede bilgi veren müftü Kırkız; “ Aşure Günü; Ehli Beyt’in yadı, gönüllerin insicamı, günahkarların tövbe-i ahı, Ümmeti Millet ve bir ve beraber olmanın ilacı, geçmişten geleceğe, tüm insanlığa ve bütün mahlukata Rabbimizin engin affı ve de Hz. Peygamberin sıcacık kucağıdır. Bu Aşure ikliminde Kula halkı olarak birlik ve dirliğimizin devamı, kardeşlik ve dayanışma heyecanı ile birbirimize aşure tadı ve ılıklığında kucaklarımızı açarak Hz. Peygamberin kucağına “Hicret” misali yolculuk yapmaya, kötülük ve günahlardan kaçınarak tövbelerle, dualarla “Muhacirlik” berraklığında Yüce Allah’ımızın hoşnutluğunu kazanmaya her zamankinden daha çok istekliyiz. Aşure gününün İslam Tarihindeki farklı bir durumu da Hz. Hüseyin’ in Hicri 10 Muharrem 61 (1Ekim 680) tarihinde Kerbela’da şehit edilmesidir. Böyle olunca Şia mezhebince bu günler Hz.Hüseyin’ in intikamını alma ahdinin tazelendiği bir matem günü kabul edilirken, Emeviler tarafından da Kerbela faciasının unutturulması için bu günlerde şenlikler düzenlemişlerdir. Bu günlerde ifrat ve tefritten kaçınarak birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirerek, kulluk şuuruyla nice Muharrem ve Aşurelere ulaşmak dileğiyle.” dedi.
YORUMLAR