SEMİNER DEVAM EDİYOR
Reklam
Reklam
  • Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

SEMİNER DEVAM EDİYOR

SEMİNER DEVAM EDİYOR

16 Mart 2012 - 14:51
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

“BİRİNİN SORUNU HERKESİN SORUNU OLMALI”

 

Açış konuşmalarının ardından Söke Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Esmer moderatörlüğünde ilk oturum gerçekleştirildi. İlk oturumda TGC önceki Başkanı ve Milliyet Gazetesi Yazarı gazeteci Nail Güreli, “Siyasal ve Toplumsal Dönüşümde Medya” konulu bir konuşma yaptı. Güreli konuşmasına, “Siyasi otorite değişebilir. Askeri ya da sivil olabilir. Bu irade her zaman basını kontrol altına almak ister. Bu sorun bizim meslek hayatımızda hiç görmediğimiz seviyelere ulaştı. Gazeteciler halkın haber alma aracıdırlar” diyerek başladı. “Muhalefet, muhalefetteyken her zaman basının dostudur. Siyasal iktidar olduğunda basının haber alma yetkilerini kısıtlar” diyen Güreli, “Geçmişte siyasal iktidar kendi yanında olmayan gazetecilerin sesini kısmak için çeşitli yöntemler kullandı. Bunlardan biri de kağıt tahsisiydi. Ekonomik sebepler yüzünden bazı maddelerin kullanımı tahsise bağlıydı. Muhalefet olan gazetelere ihtiyaçlarının çok altında kağıt veriliyordu. Bunun yanı sıra iktidarın haberlerini yapan gazetelere de ihtiyaçlarından fazla kağıt veriliyordu. Onlar da ihtiyaç fazlası kağıdı karaborsa da satarak gelir elde ediyorlardı. Bu sebeplerle ‘besleme basın’ kavramı kullanılır oldu” sözleriyle geçmişte yaşananlara dikkat çekti. Güreli konuşmasını, “Bu tür sistemler olduğu sürece basın özgürlüğü mümkün değildir. O halde siyasal sistemler değiştirilmelidir. Halkın kendisi basını denetlemelidir. Bu mücadele, sürekli bir demokrasi mücadelesidir. Birinin sorunu hepimizin sorunu olmadıkça bu sorunlar uzar gider. Bu mücadelede örgütlenme de büyük önem taşıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) son 52 yılda verdiği kararlar bugün açıklandı. 20bin404 insan hakkı ihlali kararı verilmiş. En çok mahkumiyet Türkiye’ye ait. Az önce anlattıklarımı da bu veriler teyit ediyor” şeklinde sonlandırdı. Yıllar önce Gençliğe Hitabe’yi değiştirerek medya çalışanlarına uyarlayan halini okuyan Güreli, dinleyicilerden uzun süre alkış aldı.

 

“DAYAĞA KARŞIYDIK ARTIK CAN DERDİNDEYİZ”

 

Güreli’den sonra söz alan Posta Gazetesi Köşe Yazarı ve Akademisyen Yazgülü Aldoğan ise, “Şiddet ve Medya” konulu bir konuşma yaptı. Aldoğan konuşmasına, “Şiddeti medyada çok ciddi hissettiğimiz günler yaşıyoruz. Çünkü şiddet haber, haberlerin en güzeli ve medyada bizim de en çok kullandığımız konu. Genellikle sıradan okuyucu bu tür şikayetlerde bulunur. İşte biz çok güzel şeyler yapıyoruz neden bunları yazmıyorsunuz? diyorlar. Aydınlı arkadaşlarımızla dün akşam oturuyorduk. “Çok güzel etkinlikler yapıyoruz ama göreceksiniz çok küçük bir haber olarak çıkacak” dediler. Bunu biz sabah işimize gittiğimizde anlıyoruz bu çok güzel haberlerin ne yazık ki çekiciliği ve haber değeri yok. Haber dediğiniz şey kanlı canlı çekici sıra dışı olağandışı olması gereken şey olarak görülüyor. Biz istesek de istemesek de şiddeti sütunlarımıza ekranımıza taşımak durumunda kalıyoruz. Çünkü diğerlerini değil bunları okumayı seviyoruz.” diyerek başladı. Bu dönemde çok farklı bir şiddet yaşandığının altını çizen Aldoğan, “3. sayfaya hapsolmuş haberler bugün 1. sayfaya taşınmaya başladı. Bu biz kadın gazetecilerin de çabasıyla gerçekleşti. Kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet öylesine çoğaldı ve meslekteki kadın gazeteciler ve editörler sayesinde 1. sayfaya taşınması iyi mi oldu kötü mü oldu düşünüyorum. Kadına yönelik şiddet her zaman vardı. Biz buna ilk karşı çıktığımız yıllarda dayağa karşı çıkıyorduk. Şimdi can kurtarmaya çalışıyoruz. Çünkü dayak yerini öldürme şiddetine dönüştürdü. Yani buna biz mi sebep olduk diye düşünmüyor değilim.  Kadınlar artık hayatını kaybetmeye varan olaylar yaşıyor. Biz manşetlere çıkardıkça kadınlar öldürülmeye başlandı. Şiddet haberlerinin medyada bu kadar yer alması özendirici olabilir mi? Biz mesleğe başladığımızda intihar edenlerin haberlerini yayınlamazdık. Zaten yasaktı. çünkü intihar da bir nevi özendirici haber haline gelebiliyor. Boğaz köprüsü intiharlarını hatırlayın. Bir dönem her canı sıkılan kendini köprüden atmaya kalkıyordu” dedi. Aldoğan sözlerini, “Şu an tutuklu olan gazeteci arkadaşlarla ilgili detaylı bir liste hazırlansın. Biz de bilelim hangisi katil, hangisi tecavüzcü? Bu meslekten arkadaşlarımızın en çok yanında olmamız gereken günler geçiriyoruz” şeklinde sonlandırdı.

İkinci oturum ise saat 13.30’da TGC yönetim kurulu üyesi Orhan Ayhan’ın moderatörlüğünde yapıldı.

 

“YEREL MEDYA, ANADOLU’YA SES OLMALI”

 

İkinci oturumda ilk olarak TGC Ankara Temsilcisi ve Dünya Gazetesi yazarı Taylan Erten , “Yerel Basında Ekonomi Haberciliği” konulu bir sunum yaptı. Erten konuşmasında Ege bölgesinin önemine işaret ederek, “Bu bölgenin yerel basınında tek satır ekonomi haberi bulmak mümkün değil. Genel olarak söylüyorum bu alanda ciddi bir eksiklik var. Ekonomi haberlerine girmeyerek aslında yerel gazeteler de ekonomilerini zora sokuyorlar. Bugün köydeki vatandaş en kötü döviz alım satımı yapıyor” dedi. Erten konuşmasına, “Ege bölgesi Osmanlı’dan beri önemli bir bölgedir. Bu yüzden ekonomi haberciliği bu bölgede daha önemli bir yer kazanıyor. Türkiye ekonomisi dünyaya, Anadolu ekonomisi ise Türkiye’ye entegre olmak durumunda. Böyle bir ortamda biz yerel gazete olarak bunlarla ilgilenmiyorsak kendimize çuvaldız batırmak zorundayız” şeklinde devam etti. Gazetelerin siyasetle ilgilenmesinin yanında ekonomiyi de izlemesinin gerekliliğinin altını çizen Erten, “Bulunduğumuz yerin iç iletişimini de yerel medya üzerinden sağlayabiliriz. Anadolu ekonomisinin sese ihtiyacı var. O sesi de yerel medya çıkarabilir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

 

“İNTERNET MEDYASI UCUZ VE PRATİK”

 

Erten’in ardından hürriyet.com.tr Ankara Temsilcisi ve Diplomasi Muhabirleri Derneği Başkanı Zeynep Gürcanlı, “İnternet Medyası” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Gürcanlı sunumuna, “Geçen yıl 226milyon kişi interneti kullanmaya başladı. Yani Türkiye’nin 3 katı neredeyse. tüm dünyaya hitap etmek parmaklarınızın ucunda adeta” diyerek başladı. İnternet istatistiklerinden örnekler sunan Erten, “Türkiye internet kullanımında 17’nci sırada. Kullanım oranı ise yüzde 44. Dünya ortalamasının üstünde bir rakam bu. İnternet kullanım saati sırasında ise Avrupa’da 1’nci sıradayız. Yani internete girince çıkmıyoruz. En vurucu rakamlardan biri de bence şu. Türkiye’de internet kullanıcılığı açısından cinsiyet eşitliği söz konusu. Bu yeni medya gazeteciler olarak hem rakibimiz hem de yardımcımız. Gençlerin yüzde 48’i haberi Facebook’tan alıyor artık. Çok yüksek rakamlar var. Facebook’da 700yüz milyar dakika harcanıyor. Her 20 dakikada 1milyon link paylaşılıyor. İşte bizi ilgilendiren bu. 1milyon linkin büyük kısmı haber çünkü. Türkiye Facebook kullanımında 29’uncu sırada.” dedi. Erten sunumunu, “Sosyal medya iletişimi de değiştirdi. Habercilik artık gazetecilerin tekelinden çıktı. Sosyal medyanın önemli özelliklerinden biri de örgütlenmeyi arttırması ve kolaylaştırması. İnternet medyası ucuz, pratik ve çok geniş bir mecra. Okuyucu profili açısından da çok farklı.” diyerek sonlandırdı.

 

 

 

“SÖZLÜK OLMAZSA OLMAZIMIZ”

 

Erten’den  sonra söz alan Bizim Gazete Yazarı Kerim Evren ise, “Türkçe ve Dil Hataları” konulu bir konuşma yaptı. Evren konuşmasına, “Yazım kılavuzu ve sözlük bizim olmazsa olmazımız. Tabi şimdi internet var. Tek tuşla pek çok şeye bakma imkanı sağlıyor tabi.” diyerek başladı. Evren konuşmasına örneklerle devam etti. “Dilini en çok koruyan ulusların başında Fransızlar geliyor. Fransızların barbarizm diye bir tanımları var. Kötü dil kullanımını dile yapılmış vahşi bir saldırı olarak görüyorlar. Barbarizm kavramını da kötü dil kullanılan durumlar için kullanıyorlar.” diyen Evren sunumu boyunca dilbilgisi üzerinde durdu. Eklerin, bağlaçların ve sözcüklerin yanlış yazımlarından bahseden Evren, çeşitli örneklerle hatalı ve doğru dil kullanımını anlattı.

 

 Konuşmalar bittikten sonra soru cevap bölümüne geçildi.

 

“DÜZENLİ VE PLANLI SUNUM YOKSA GAZETE DEMEM”

 

Soru cevap bölümün ardından verilen çay molası sonrası gazeteci Tümer Argın’ın “Medyada Planlama ve Görsellik” konulu sunumuna geçildi. Argın sunumuna, “Benim size anlatacağım içerikten ziyade görünümdür, biçimdir. Ben sekreter olarak mutfakta çalışıyorum.” diyerek başladı. Argın sözlerine, “Bir gazete olarak okuyucuya planlı ve düzenli bir sunum yapmalısınız. Eğer planlı ve düzenli bir sunum yoksa ben ona gazete demem. Bu hem okuyucuya hem de emeğe saygısızlıktır. Gazete bir süpermarket gibidir. Gazeteler reyonlar halindedir ve o reyonlar değişmez. Gazete çıkacağı zaman o reyonları belirlersiniz ve okuyucu nerede neyi bulacağını bilir. Okuyucuyu labirentler içinde dolaştırırsanız okuyucu bir süre sonra gider” sözleriyle devam etti. Sayfa estetiğinin, kullanılan görsellerin, yazı tiplerinin önemini anlatan Argın, “Okuyucunun gazeteyi katlama biçimi de çok önemlidir. Kadınların, yaşlıların, erkeklerin gazeteyi nasıl katladığını yıllarca takip ettim. Mümkün olduğunca katlanarak okunabilecek gazete yapılmalıdır” diyerek sunumunu sonlandırdı.

 
HABER - FOTOĞRAF Tuğçe ÇELİK
 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Yeniden Refah Partisi İlçe Teşkilatı üye standına yoğun ilgi
Yeniden Refah Partisi İlçe Teşkilatı üye standına yoğun ilgi
Minik Dahiler Bahara Renkli Bir Merhaba Dedi
Minik Dahiler Bahara Renkli Bir Merhaba Dedi