Diş hekimi Recai Öz, “diş hekimi korkusunun ülkemizde oldukça yaygın olduğunu ve bu korkunun son yıllarda azalmış olsa da hala devam ettiğini söyledi.
Hastaların diş hekimine gitmekten korkmalarının asıl nedenlerinden birisi de iğne olma korkusudur. Diş hekimliğinde yapılan tedavilerin bir kısmında hastaya iğne yapmak gerekiyor. Bu da hastaların diş tedavileri için son ana kadar bekleyip en son ağrı dayanılmaz olduğunda diş hekimine gelmesine neden oluyor. Oysa diş hekimliğinde kullanılan ve son yıllarda oldukça geliştirilmiş olan dental enjektörler ve anestezik maddeler neredeyse hastaya hiç acı yaşatmıyor.
Ayrıca son yıllara kadar bu mesleği diplomasız kişilerin de yapması bu kişilerin insanlara yaşattıkları acılar ve travmaların da hastalarda bu korkunun oluşmasında çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Bu korkunun oluşmasına ailelerde de bilinçsiz olarak katkıda bulunmaktadır. Yaramazlık yapan çocuğa, bi daha yaparsan seni dişçiye götürürüm yada sana iğne yaptırırım gibi ifadeler kullanan aileler, kendilerinde oluşan korkuyu istemsiz bir şekilde çocuklarına da aktarmış olmaktadırlar.
Sağlıklı bir beslenme yapabilmemiz için dişlerimiz ne kadar önemliyse, düzgün konuşma ve estetik bir görünüş içinde de dişlerimiz o kadar önemlidir.
Eskiden hastaların diş hekimlerinden talep ettikleri tedavi, ağrıyan dişin çekilmesi ve yerine protez yapılması iken, günümüzde bu talepler artık, dişimin kurtulması için ne gerekiyorsa yapalım, biz çocuğumuzun dişleri düzgün görünsün diye tel taktırmak istiyoruz hatta ben dişlerimi bayazlatmak istiyorum gibi taleplere dönüşmüştür. Hatta birçok hasta tam olarak ne olduğunu bilmese de çakma diş (implant) yapılıp yapılmadığını sormaktadır.
Günümüzde kişilerin sağılığına ve estetiğine çok daha önem verdiğini düşünürsek geçmişten bize miras kalan bu dişçi korkusundan da insanların kurtulması gerekmektedir.
Her şeyde olduğu gibi bu eğitimin ve alışkanlığın da küçük yaşta çocuklara kazandırılması önemlidir. Çocuklara 3-4 yaşlarından itibaren ebeveynleri tarafından diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ebeveynler çocuklara örnek olmalı önce kendileri dişlerini fırçalamalı sonrada kendi gözetimlerinde çocuklara diş fırçalatmalıdırlar. Yine bu yaşlarda çocuklar dişlerinde hiçbir sorun yokken bir diş hekimine götürülmeli, çocuk ilk ve sonra ki birkaç diş hekimi deneyimini ağrısız acısız neşeli bir ortamda kazanmalıdır.
Diş hekimliği teknolojisinin geldiği noktayı da düşünürsek, hastalarımızın dişlerim yapılırken çok acı çekerim ön yargılarının yersiz olacağı ortadadır. Erken teşhis ve erken tedavi her zaman işlerin daha sorunsuz halledilmesidir.
Diş hekimlerini düzenli aralıklarla ziyaret etmek ve diş ağrıları son noktaya varmadan tedavi ettirmek diş hekimi korkusunu yenmenin temel taşlarını oluşturacaktır. dedi
YORUMLAR