Küresel Operasyon ve Yolsuzlukla Mücadele 76 Milyonun Ortak Sorumluluğudur

Küresel Operasyon ve Yolsuzlukla Mücadele 76 Milyonun Ortak Sorumluluğudur

Kula Memur Sen İlçe temsilcisi Ali Osman Sönmez 17 aralık tarihinde Türkiye’de yaşanan gelişmeler ile ilgili basın açıklaması yayınladı.

Sönmez açıklamasında  “Memur-Sen Konfederasyonu olarak 17 Aralık günü yapılan yolsuzluk operasyonu üzerinden Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturulmak istendiğini açıkça görmekteyiz. Memur-Sen  Başkanlar Kurulu tarafından yapılan toplantıda, küresel operasyon ve yolsuzlukla mücadeleye kararlılıkla devam edilmesi, ülkemizin yakalamış olduğu huzur ortamının ve ekonomik istikrarın bozulmasına yönelik küresel bir oyunun oynandığı kararına varılmıştır. Birlik ve beraberliğimize yönelik her türlü iç ve dış girişimin bertaraf edilmesi için milletçe kenetlenmenin şart olduğu, 750 bin üyesiyle Memur-Sen Konfederasyonu olarak aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılması benimsenmiştir.

 

Bir asra yaklaşan vesayet rejiminden arınmanın son düzlüğündeki Türkiye’nin,  bildik küresel güç merkezlerini rahatsız ettiği bilinmektedir.

 

Son on yıllık süreçte başarılanların hepsi bir tarafa, kendi medeniyet havzasının fikri ve fiili liderliği konumu, birileri açısından Türkiye’ye yönelik operasyon yapmak noktasında yeterli olmuştur. Onlara göre, sınırları içerisindeki vesayeti nefessiz bırakan Türkiye; üstüne bir de küresel aktör olma hedefini kuşanmakla kendisine çizilen sınırı ihlal etmiş ve haddi aşmıştır.

 

Son günlerde yaşadıklarımız; büyüklenmeden büyümeye, emperyalizmin sınırları genişletme arzusuna kapılmadan gelişmeye odaklanmış ve bunu başarmış Türkiye’den, sömürü düzenini tesis eden küresel aktörlerin duyduğu rahatsızlığın tezahürüdür.

 

Türkiye milleti ve devletiyle; ekonomik büyüme hedefinin daha büyük operasyonları, gelişme kararlılığının sinsi diplomatik oyunları tetikleyeceğini öngörecek tarihi ve siyasi birikime fazlasıyla sahiptir. Bu bağlamda en büyük hata, yaşadıklarımız ve yaşatılmak istenenler karşısında el birliğiyle inşa etmeye çalıştığımız yeni devlet aklının ve kadim millet idrakinin şaşkınlığa düşmesi olur.

 

Ne yapılanlara, ne de yapılanların içerideki ve dışarıdaki uzantılarının kimliklerine şaşırmamak, dün; Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laik-Dindar üzerinden başaramadıklarını yeni ayrışmalar, yeni kamplaşmalar üzerinden deneyebileceklerini de unutmamak gerekiyor.

 

 

Bu noktada, ortak aklı kuşanmalı ve kadim medeniyetimizin hükümlerinin gereğini yerine getirmeliyiz. İçerideki tartışmada birbirlerinden farklı düşünme hakkına sahip olanlar, dışarıda tezgahlanan operasyonu boşa çıkarmak adına aynı safta bulunmalıdır. İnanıyoruz ki; an itibarıyla gerekli olan da durum da budur. Bu operasyonun uluslararası ilişkiler ve küresel rekabet düzleminde nihai ve mutlak hedefi, Türkiye’dir. İktidar partisine veya liderine yönelik bir operasyon olduğu algısı üretilmek suretiyle kendisine içeriden destekçi temin etmeye çalışan küresel operatörlerin oyununu, önce bu noktada bozmak gerekiyor. Hedefin Türkiye olduğu, içerideki tartışmaların enerjimizi kaybettirecek şekilde körüklenmesinden ve uluslararası alanda Müslüman nüfusa sahip ülkelerle aramızı bozmaya dönük entrikaların devreye sokulmasından anlaşılıyor. Türkiye; ideolojisi, inancı, siyasi partisi, etnisitesi, mezhebi, meşrebi, meziyeti ve mensubiyeti farklı vatandaşların ortak coğrafyası, dünya mazlumlarının ortak ümididir. Bu ortaklık sürmeli, ümit devam ettirilmelidir. Bu amaçla, Türkiye’yi hedef alan operasyon fert fert bütün milletimiz tarafından el birliğiyle püskürtülmelidir.

 

Adli merciler tarafından startı verilen ve kolluk birimleri tarafından 17 Aralık tarihinde gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonu, şüphesiz kalkınan ülke hayalini aşıp küresel aktör olmaya kalkışan Türkiye’ye had bildirmeye yönelik küresel operasyonun vizyona sokulmasına aracılık etmiştir. Bu çerçevede, yolsuzluk iddia ve ithamlarında adlarının geçmesine bağlı olarak henüz kesinleşmemiş olsa da haklarında “yetim hakkına tenezzül ettikleri”  algısı oluşanların, “masumiyet karinesi” üzerinden masum ilan edilmesi ya da yok sayılarak doğrudan mahkum edilmesi gibi bir hataya düşülmemelidir. Yetim hakkına tenezzül eden, devlet/millet malını zimmetine geçiren varsa ortaya çıkarılmalıdır. Diğer taraftan, bazı yargı mensupları ile kolluk görevlilerinin toplumun yolsuzluk konusundaki duyarlılığını kendisine sütre yapmak suretiyle Türkiye’ye yönelik küresel operasyona destek ve mevzi sağladığı iddiaları da mutlaka araştırılmalıdır. Varsa; yolsuzluk yapanların da, yolsuzluk operasyonu üzerinden küresel operasyona yol verenlerin de ortaya çıkarılması bütün toplumun ortak beklentisidir. Bu beklentiler karşılanmalıdır. Darbelerle millet iradesine kast edenlerin cezalandırılmasını istediğimiz gibi, yetim hakkına kast edip millet kasasını gasp edenlerin de cezalandırılmasını istiyoruz.

 

Türkiye’nin demokratikleşme, özgürleşme, sivilleşme ve ekonomik gelişme alanlarındaki kazanımlarında paydaş sıfatıyla büyük emeği ve payı bulanan Memur-Sen olarak; ne uluslararası operasyonların ne de uluslararası tezgahın dönmesine katkı sağlayan sınır içindeki operasyonların bütün milletle birlikte harcadığımız emeği anlamsızlaştırmasına ve bu emeğin ürünü olan kazanımları yok etmesine izin vermeyeceğiz. Birbirimizi ve birlikteliğimizi sorgulamakla uğraşıp küresel operasyona yem olmayacağız, aksine birlikte olmaya devam ederek kazanacağız ve Büyük Türkiye’ye doğru hızla yol alacağız.

 

Memur-Sen olarak çabamız ve bütün Türkiye’ye çağrımız;

 

Ortak geçmişimizin, ortak anlarımızın ve ortak geleceğimizin mekanı vatanımızı/devletimizi, birliğimizin simgesi bayrağımızı ve eşit vatandaşlık temelli kardeşliğimizi kendisi için büyük risk gören küresel çetenin hedefi “Türkiye” olan operasyonunu bertaraf etmek, onlara insanı ve insan onurunu esas alan yeni Türkiye’yi birlikte inşa etmekle sonuçlanacak karşı operasyonla cevap vermektir.

 

Başarmak için, Masumiyet ve Mensubiyet karineleri üzerinden birbirimizle çatışmak yerine bizi biz yapan ve bizim için kaybetmeyi ihtimal olmaktan çıkaracak Kadim Medeniyet ve Yüksek Mesuliyet kavramlarında buluşmak ve demokratik, özgürlükçü, sivil ve 76 milyonu kucaklayan Yeni Anayasa yapmak yeterli olacaktır. İşte o zaman, sadece mevcut operasyon son bulmayacak, gelecekte millete ve devlete yönelik operasyon yapma ihtimali de ortadan kalkacaktır.

 

İnanıyoruz ki; birlikte mücadele edersek sadece Türkiye’yi hedef alan küresel operasyonu değil bütün dünyayı hedef almış küresel sömürü düzenini de sona erdiririz. Allah yar ve yardımcımız olsun.