Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 24 yaşındaki engelli Halil Uygun’a akülü araç hediye etmek için geldiği Kula ilçesi Ayvatlar mahallesinde, gündeme ilişkin açıklamalar yaparken, Diyarbakır’da terör saldırısında hayatını kaybeden baro başkanı ve şehit olan 2 polis ile ilgili açıklamalarda da bulundu.
Özdağ yaptığı açıklamada, yaşanan terör saldırınsa hayatını kaybeden baro başkanı ve 2 şehit polise Allah’tan rahmet diledi. Özdağ; “ Yol üstünde bağı olanla yari güzel olanın başı dertten kurtulmuyor. Türkiye yol üstünde bir bağ, her geçen bu bağdan izinsiz üzüm koparmak istiyor ve ya bu güzel yare kavuşmak istiyor. Bağın bağbanı biziz. Aynı zamanda sevgilinin de sahipkarı ve namuskarı da biziz. Türkiye çok önemli stratejik topraklarda yaşıyor. Burada güçlü ordularınız, güçlü ekonominiz ve güçlü demokrasiniz olacak. Bunu yapmak içinde Türkiye 92 yıldır mücadele veriyor. Bu kapsamda sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde de çok büyük mesafeler kat ettik. Şimdi biliyorsunuz önce bir Rus uçağı düşürülmüştü. Hava sahamızı ihlal etmişti. Türkiye’nin egemenliği her şeyin önünde geliyor. İkinci olarak da Suriye’de Bayır Bucak Türkmenlerine karşı orada ciddi Daeş’i Işid’i bahane ederek hem Esed güçleri hem de Rusya orada Akdeniz’e uzanmak adına ciddi şekilde insan katliamı Türkmen katliamı yapıyorlar. Türkiye’de buna kayıtsız kalmıyor. Türkiye öncelikle Esed’in gitmesini istiyor. Türkiye orada Arabın, Türkme’nin Kürdün parlamento da temsil edildiği, her türlü etlik yapının dinsel ve mezhepsel yapının parlamentosunun olduğu demokrasinin işlevsel hale geldiği bir Suriye özlemi içerisindeyiz. Huzur ülkesini arıyoruz. Orada bir demokrasiyi arıyoruz. Bir otorite boşluğu Terör faaliyetlerini daha çok kışkırtıyor. O nedenle bütün dünyadki ülkeler bir an önce Esed’i göndermek ve aynı zamanda da orada otoriteyi sağlamak mecburiyetinde. Eğer bu otorite sağlanmazsa daha çok terörsit faaliyetler ortaya çıkacak. Burada da bazı egemen güçler de birbirleri ile bilek güreşi yapıp terörü ve teröristleri de kullanmış olacaklar. Kendi kirli emelleri için bunu kullanacaklar. Bir de Diyarbakır’da baro başkanı öldürüldü. Öncelikle bu menfur saldırıyı kınıyorum. Kimden gelirse gelsin bütün saldırılar kınanmak ve takbih edilmesi gerekmektedir. Oradaki tarihi bir camimizin alt kısmı kurşunlanmıştı. Tarihimizi koruyalım diyerek baro başkanımız orada bir basın toplantısı düzenliyor. Bu basın toplantısında 3 tane koruması var. Polis memurlarından var ve bir anda saldırıya maruz kalıyor. Önce 2 polisimizi yaralıyorlar. 1 polisimiz orada şehit oldu, diğer polisimiz de daha sonra şehit oldu. Daha sonra da gelip baro başkanını öldürüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlet. Bu şahıslar yakalanacaklar. İster ışıd’den ister pkk’dan ister herhangi bir terör örgütünden gelsin bunları takbih edeceğiz. Türkiye fikirlerin çarpıştığı yer olmalı silahların değil. Birde demokrasilerde ve de bütün siyasal teorilerde zor kullanma hakkı, silah bulundurma hakkı devlete aittir. Orada insanların elinde pkk’nın elinde silah var. Bunları bırakacaklar. Kimse silahlı unsurları övmesin. Kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin huzurunu, milli birliğini, milli bütünlüğünü sarsan faaliyetlere göz yummasın. Onların siyasal uzantıları olmasın. Parlamento da hiçbir kimse terörist faaliyetleri övmesin ve de bunları takbih etsin. Özellikle HDP’lilere diyorum ki o güneydoğu anadoludaki hendek kazanları kınayın. Asker öldürenleri, hergün polislerin arabalarını kurşunlayanları, askerlerin arabalarına mayın döşeyenleri kınayın. Bu çocuklar bu ülkenin çocukları. Kimse dağa çıkmasın. Dağa çıkanlar insinler ve de aynı zamanda da şehirlerdeki yapılanmaları da terk etsinler. İnsanların hak ve özgürlüklerini kısıtlamasınlar. O bölgede özellikle Suruç katliamında sonra Türkiye Cumhuriyeti devleti o bölgede yaşayan her vatandaşının insan hak ve özgürlüklerini korumak, mal ve can güvenliğini sağlamak adına itina ile çalışıyor. Terörle ve teröristle mücadele etmeye devam ediyoruz. Sadece terör ve teröristle değil bölücülükle de mücadele ediyoruz. Ben Elçi’ye ve şehit polislerimize rahmet diliyorum. Güneydoğu Anadolu’da, Sur’da, Bağlar’da Cizre’de, Silopi’de hala daha kurtarılmış sokaklar, kurtarılmış ilçeler ve iller hayalinde yaşayanlara sesleniyorum. Bu hayalleri bırakın. Türkiye büyük devlet. Kürdüyle Tğrkmeniyle, Arabıyla çerkeziyle Türkiye’de büyük bir birlik var. Teröre hayır, kardeşliğe evet diyen ciddi bir kitle var. 78 milyonun hemen hemen tamamı, bazı bölücüler hariç, bazı teröristler ve terörü destekleyenler hariç herkes terörle mücadele etmeye kararlı. Bu noktada hükümetin yanındalar. Biz terörle mücadele etmeye devam edeceğiz. Yetmez teröristle mücadele etmeye, bölücülükle, Güneydoğu Anadolu’da ve Doğu Anadolu’da her mahallede ve her sokakta rahatlıkla yaşanılabilecek bir Türkiye inşa edeceğiz. Güneydoğu Anadolu’da Hakkari’de Şırnak’ta o bölgede her parti faaiyette bulunacak, her mezhep, her dini ekol faaliyette bulunacak. O nedenle HDP’liler, PKK’lılar ve onların gençlik yapılanmaları; yanlış yoldasınız. Elinizdeki silahları bırakın. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Gök kubbeyi başınıza dar edecek. Kendi teknolojimizle bunları tespit ediyoruz. Kendi güvenlik güçlerimize de imha ediyoruz. O nedenle biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Ben bu saldırının özellikle yapıldığına inanıyorum. Birilerinin planlı olarak yaptığına inanıyorum. Türkiye’de Işıd vardır, Pkk vardır, iilegal örgütler vardır. Ama onlarında arkasında egemen güçler vardır. Zaten içerisinde beş on tane devletin elinin olduğu vekaleten dövüşen ve vesayetçiliğe soyunan örgütlerdir bunlar. Bu örgütlerle bizim mücadelemiz olduğu kadar başka hür ülke hür dünyanın da mücadelesi olması gerekmektedir. Şuan Türkiye 2 milyon ikiyüz bin kişiyi Suriye’deki otorite boşluğundan ve zulümden dolayı besliyor, barındırıyor. Barındırmaya da devam edeceğiz. Batı dünyası da bu noktada hassa olmalı. İnsani duyarlılık içerisinde davranmalı. Esed bir an önce gitmeli. Orada gerek Esed’in,, gerek Rusya’nın gerekse kısmen İran’ın hayalleri var. Bu hayallere karşı bir an önce bütün birleşmiş milletler bir araya gelmeli. Esed’i göndermeli ve de burada demokrasiyi neşet ettirmek için gayret sarf etmeliler. Bu olayı, Rusya’nın düşen uçağını, Rusya ile Türkiye üzerindeki bu ihtilaf nedeni ile gündemdeki itilafı örtmek adına yapılmış olabilir. İkincisi burada Türkiye’nin milli bütünlüğünü sarsmak adına, biz bugün Rusya’ya karşı Putin’e karşı bir bütün halindeyiz. 78 milyon beraberiz diyoruz. İçimizdeki Rus’çular ve İrlanda’lılar haricinde. O nedenle burada bizim milli birliğimizi be milli bütünlüğümüzü sarsmak adına yapılmış olabilir. Yaptırtmış da olabilirler birileri. O nedenle Türkiye hassasiyetle bu olayın üzerinde. İçişleri bakanlığımız ve Adalet bakanlığımız 4 müfettiş görevlendirdi. Bunlar olayı bütün yönleri ile araştırıyorlar ve inşallah emniyet güçlerimiz ve savcılarımız, ayrıca savcılarımıza da bu tatbikatı ve araştırmayı yaparken savcılarımıza da bir saldırı oldu. Burada inşallah failler yakalanacak. Bu failler de kamuoyu ile paylaşılacak. Ve de Türkiye büyük devlet olduğunu, hukuk devleti olduğunu demokratik bir hukuk devleti olduğunu bir kez daha hem Türkiye’deki affedersiniz terörden medet umanlara gösterecek, hem de ayı zamanda bütün dünyaya göstermiş olacak. Faillerin biran önce yakalanacağını umuyoruz.”ifadelerini kullandı.
YORUMLAR