AHLAK DERSİ DEĞİL, SADECE DÜŞÜNCELER…


Saygıdeğer Kulalı hemşerilerim, değerli okuyucularım. Bir müddet aranın ardından yine bir köşe yazısı ile sizlerle birlikteyim.

 

Bu köşe yazımda, “Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan, gece ibâdet edenlerin derecesine ulaşır. (İhya C.2 S.47)” Hadis-i Şerifi ile yazıma başlamak istedim. Sözlerimi fazla uzatmadan konuya gireceğim. Yazdıklarımı bir ahlak dersi olarak düşünmeyin. Sadece şahsi düşüncelerimi iletmek istedim…

 

AHLAK NEDİR?

Ahlâk, insanda oluşması özlenen ve istenen yüksek ruhî ve mânevî vasıfların, olumlu yeteneklerin ortak ifadesidir. İnsan, bu vasıfları kendisinde en doğru ve en ileri bir şekilde nasıl geliştirebileceği hususunda bazı bilgilere muhtaçtır ki, ahlâk ilmi bu ihtiyacı karşılamayı amaçlar. Öte yandan, insanda bir kısım yüksek vasıf ve kabiliyetlerin sırf yetenek veya güç halinde bulunması yeterli değildir. Bu vasıfların insanı "hayr"a yöneltmesi ve "şer"den uzaklaştırması beklenir. Fakat insan hayır-şer, erdem-erdemsizlik gibi kavramları ve bu kavramlarla ifade edilen tutum ve davranışları bilmezse bu konuda hatalara düşmesi kaçınılmazdır. İşte insan, fiillerin değerleri konusunda isabetli hükümler verebilmek ve doğru seçimler yapabilmek için de ahlâk ilmine muhtaçtır.

İçinde yaşadığı cemiyete faydalı bir insan olmanın temel şartı, güzel ahlâka sahip olmaktır.

 

Ahlaklı dediğimiz insanlar, toplumda sevilen sayılan, toplumda göz önünde olan, aranan hep bir yerlere getirilen, görev verilen ahlakı güzel olan insanlardır. 

 

Fakat güzel ahlaklı olmak kolay bir iş değildir.

Bir toplumda yönetimin başında bir başkan ya da müdür bulunur. Onun da etrafında yardımcı ya da yardımcılar, yönetim kurulu ve diğer organlar yapıyı tamamlar. Yönetici halife, devlet başkanı, kral, vali, komutan v.s. isimlerden birinin adını alabilir. Yönetim türüne göre bu örneklemeler değişebilir.

Yöneticilik emanettir ve emanetin de ehline teslim edilmesi gerekir.

 

Bulunduğu yere yönet diye seçilen yöneticilerden beklentiler

seçilen yöneticilerin, ahlaklı, dürüst,  çalışkan ve vizyonu olan bir karakterle yönetim anlayışı ile çalışmasıdır.

Yöneticilik meşakkatli bir vazifedir. Yönetme hırsı bazı insanı rotasından çıkmasına sebep olması ile birlikte kibrin esiri kılabilir. Zulüm yapmaya, haksızlık yapmaya itebilir.

 

Ahlak-namus vicdanlı olmaktır, sözünü tutmaktır, hak hukuk gözetmektir, adaletli olmaktır. Bunun içindir ki;

Ahlaklı İnsan;

- Başkalarının namusuna göz dikmemelidir.

- Ahlak değerlerine karşı çıkmamalıdır.

- Gurur ve kibrine yenik düşmemelidir.

- İnsanların gururu, maneviyatı ve ailesi ile oynamamalıdır.

- Bulunduğu mevkileri kullanarak namussuzluk yapmamalıdır.

Ayrıca, ahlaklı insan ailesine ve çoluk çocuğuna örnek olabilmeli ahlaksızlık yaptığında yüzüne bakabilecek duruma düşmemeli.

 

Bu yukarıda saydıklarımı yapanlar, kanunları çiğniyor olsalar da olmasalar da, her şeyden önce namussuz, ahlaksız insanlardır benim gözümde.

Ahlak, namus dediğimiz, aslında adalettir, nezakettir, dürüstlüktür, özgür vicdandır, doğrucu davutluktur. Güvenilir, sağlam, onurlu, sözünün eri insan olmaktır.

“Delikanlılık” dediğiniz de aslında ahlaktır. “Adam gibi adam” olmak dediğiniz de...

Ekleyecek olursak, dürüst ve ahlaklı olmanın üzerine çok şey ekleyebiliriz. Fakat sözlerimi daha fazla uzatmadan yazımı noktalamak istiyorum.

Hayatınız dürüst, ahlaklı, maneviyatı yüksek, kibirden uzak insanlar ile hep bir arada geçmesini temenni ediyorum. Yaklaşan Ramazan Bayramı’nın yüzü suyu hürmetine, Rabbim bizleri, sizleri ve ailenizi ahlaksız ve namussuz insanlardan uzak eylesin. Bayramınız mübarek olsun… Kalın sağlıcakla…