Bildiğiniz üzere geçtiğimiz süreçte yapılan sivil toplum kuruluşlarının kongreleri ve seçim süreci, başlamasından bitimine kadar oldukça kafa karıştırıcı ve bir o kadar da can sıkıcı bir süreçti. İlk olarak bu karmaşık sürecin başlaması Kula Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın kongresiyle başladı diyebiliriz. 11 Şubat 2018 Pazar günü yapılan Kula Esnaf ve Sanatkarlar Odası kongresine karalama kampanyaları ve gruplaşmayı üst düzeylere taşıyarak başkanlığa talip olan, Kula’da tanınmış bir isim olan Fehmi Yıldırım, geçtiğimiz hafta sonu yapılan ve başkanlığını yaptığı Kula Dokumacılar-Tuhafiyeciler-Konfeksiyoncular-Manifaturacılar Odası’nın kongresinde başkanlığı kaybetti.
Neden mi?
Önceki yazılarımda Kula ve Kulalı vatandaşlarımız hakkında bir cümle kullanmıştım. “KULA'LI VATANDAŞLAR NEYİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR VE UNUTMAZLAR. ZAMANI GELDİĞİNDE KESKİN NİŞANCILAR GİBİ, KİMİ NERESİNDEN VURACAĞINI ÇOK İYİ BİLİRLER.”
İşte sırf bu yüzden başarılara koşmaya çalışırken tökezlemen, karalama kampanyası yaparak seçim çalışmaları yürütmen oldukça can sıkıcı bir süreçti ve gereken cezayı da Kulalı esnaf kesti.
Fehmi Yıldırım’ın Kula Dokumacılar-Tuhafiyeciler-Konfeksiyoncular-Manifaturacılar Esnaf Odası başkanlığını yaptığı dönemde hiç yapmadığı çalışmaları, kongre günü şahşahlı ve iştahlı bir şekilde anlatması da ayrı bir gülünçtü. Bütün bunların özeti olarak Fehmi Yıldırım’a tek bir şey söylemek istiyorum.
Bunu bir teselli cümlesi olarak kabul edebilirsiniz, KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!
ODAYA KAPANACAK DEDİ, KENDİ DEFTERİ KAPANDI
Yıldırım’ın odaya başkanlık yaptığı dönemlerde ortaya çıkan bir konuyu daha sizlere sunayım. Bir zamanlar üye sayısı azlığı nedeniyle kapanacak dediği odaya yeniden aday olmasından tutun da, başkanlık yarışında yaptığı saçma sapan konuşmaya kadar enteresan bu başkanlık mücadelesinde, ciddi anlamda esnafa hizmeti amaç edinmiş bir başkan adayı karşısına çıkınca, oda değil kendi defteri kapandı. Bunun nedenini de ben size açıklayayım. Bence Fehmi Yıldırım, zamanında üye sayısı azlığı nedeniyle kapatmaya çalıştığı oda için, oda kapanmasın diye gayret gösterip çalışmalar yürütseydi nasıl olurdu? Fehmi Yıldırım’da Kula Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Yiğen gibi Süt üreticileri birliği başkanı Harun Uysal, Ziraat Odası Başkanı Nuri Topal, Esnaf Odası Başkanı Aytekin Şadan, Şoförler Odası başkanı Oktay Kırlı gibi üyelerine faydalı olabilecek işler yapsaydı eminim ki ne karşısına başkan adayı çıkardı, ne de Kula ensafı kendisine küserdi.
Ayrıca başkanlık yaptığı dönemde oda yöneticileri ve üyeler arasında yaşanan sıkıntıları da yakında takip edenler çok iyi bilirler. Bu konuyu da detaya yayarak sizlere sunmak isterdim ki, dedemin çok sevdiğim bir sözü aklıma geldi.
Dedem her zaman “Çamura batmış birisi ile fazla uğraşma, zaten o battığı yerden sonra balçıklaşmaya başlar” demişti. Bu yüzden daha fazla detaya inmek ve Fehmi Yıldırım’ın fazla ortaya çıkarmak istemiyorum.
Ama şu konuyu da ele almazsam içim rahat etmeyecek. Yaptığı Kula Dokumacılar-Tuhafiyeciler-Konfeksiyoncular-Manifaturacılar Odası’nın kongre sürecini ve seçim aşamalarını, yerel gazete ve internet sitelerinde yayınlanan haberlerden az çok takip ettiniz ve biliyorsunuz.
Ama YA SONRASI?
Fehmi Yıldırım, Kamu Kurum ve Kuruluşu olarak nitelendirilen Kula Dokumacılar-Tuhafiyeciler-Konfeksiyoncular-Manifaturacılar Odası’nın başkanlığını kaybettikten sonra, başkan olduğu zaman gidip yerinde bulamadığımız Fehmi Yıldırım, başkanlığı kaybettikten sonra odada ciddi çalışmalara girişti. Üyelerin hepsini tek tek arayarak ‘ Dosyalarınızı alın, artık burada muhasebe yok’ demesinden tutun da, mazbatasını teslim etmemek için seçim müdürlüğü’ne para yatırmayışı, karakterini bire bir ortaya koymuştur. 18 yıl başkanlığını seve seve yaptığını dile getiren Fehmi Yıldırım’a sesleniyorum; madem odayı ve üyelerini çok seviyorsun, neden odadan zarar vererek ayrılıyorsun. Yıldırım’ın cevap vermeye yüz bulduktan sonra geçerli bir açıklama yapmasına da gerek kalmadı artık. Zaten Kula esnafı ve vatandaşlarımız kimin ne olduğunu yeniden çok iyi tanıdılar.
Bundan sonra herkes ederi kadar.
Saygılarımla